Ekim 2016

6 Posts Back Home
Showing all posts made in the month of Ekim 2016.

Kardeşliğe Dair…

İnsanın hayatında en büyük hazinelerinden biridir kardeş sahibi olması. Bazıları 10 tane kardeşin olacağına bir tane dostun olsun yeter diyebilirler ama yok yahu öyle demeyin. Canınızın bir parçasıdır kardeşiniz, kimse çekmez nazınızı onun çektiği kadar, kimse bilmez çocukken yaşadıklarınızı, birbiriniz için masumca yaptıklarınızı, döktüğünüz gözyaşlarını, kimse bilmez onun sizi nasıl teselli ettiğini. Sadece siz bilirsiniz ve bazen masumiyetinize dair unuttuğunuz tüm anılar, bakışlarınız bir anlık buluştuğunda içinize düşer ve hatırlatır o saf sevgiyi. Benim bir ağabeyim var. Herkese nasip olmayan şahane bir çocukluğumuz oldu onunla. Sakin görüntüsü ardında çok muzip, komik ve eğlenceli bir karakteri vardı onun. Ve bir o kadar da korumacı.. Bazen bu tarafı can sıkıcı da olurdu ama yine de hakkını yiyemem, bir gün bile kıskanmamıştır beni, neticede ben doğduğumda henüz 3.5 yaşındaymış. Birlikte yaptığımız yaramazlıkların sonucunda azarı işiten hep ben olsam da hiç vazgeçmedik kudurmaktan ve annemin önünde beni korumak için siper oluşunu da hiç unutmadım.…

Nazar Boncuğu Sınıfta Kaldı

Ne büyük meseleymiş şu nazar boncuğu işi yahu? Doğuma giderken hazırlanır boncuklar. Ne boncuk delisi insanlarız diyeceğim, bir sürü insan kızacak bana ama kusura bakmayın, bir boncuktan dünyadaki en etkileyici manyetik alanı yok etmesini beklemek de komik oluyor biraz. Şimdi biraz kafalar karıştı tabi, bu kadın nazara inanmıyor ama manyetik alan falan diyor diyorsunuz biliyorum. Hemen altını çizeyim ki ben nazara inanıyorum, insanların imrenerek, çok beğenerek veya harislikle bir şeye odaklandıklarında ortaya çıkan enerjinin baktıkları şeyin kimyasını bir şekilde bozduğuna inanıyorum. Ama bundan kurtulmanın yolu mavi bir boncuk mudur yani? Göz, diğer duyu organlarından çok daha büyük bir anlam ifade eder tüm varlıklar için, daha da önemlisi insanların düşüncelerini dış dünyaya aksettiren, iyi veya kötüyü dışa aktarabildiği, insanın dünyaya açılan penceresidir. Nazar kelimesi işte insanın iç dünyasını dışa vurması yani bakış anlamına geliyor aslında. Bir insanın herhangi bir kişiye veya objeye nazar değdirmesi için illaki kötü gözle de bakması gerekmiyor,…

Dostum Var Diyen Parmak Kaldırsın!

Dostum dediğiniz hanımlar gerçekten ne kadar dostunuz? Dostluk kötü günde mi belli olur sizce? Ben fikrimi söyleyeyim ki dostluk iyi günde belli olur arkadaşlar. Karşındakinin derdinden beslenen ne kadar çok kadın var farkında mısınız? Durun bu işi biraz genişletelim. Kadınlar arasında birkaç ilişki biçimi vardır, dinleyensiniz, anlatansınız veya her ikisi de mevcuttur arkadaşlığınızda. Her ikisi de yoksa zaten siz dost falan değilsiniz onu unutun bir kere zira hep anlatıyorsanız bir dünya derdiniz var demektir. Karşınızdaki hep sizi dinliyor ve hiç anlatmıyorsa neden bir düşünün. Siz ona halini hiç sormadığınız içinse çok bencilsiniz ve karşınızdakini söğürüp onun enerjisini emiyorsunuz ve o kişi buna eyvallah diyorsa bundan bir şekil mutlaka haz alıyordur. Zırttt terslik 1! Şayet o size anlatıyorsa ve siz sadece dinliyorsanız aynı durum sizin için de geçerlidir, bir dönüp kendi iç sesinizi dinlemenizi tavsiye ederim. Ayrıca anlatmayan tarafın ya beğenilmeme kaygısı vardır, ya karşı taraf çok dertli diye ona anlatacağı…

Madalyalık Meme Verme Olayı

İkinci hamileliğimin ilk 6 ayı fena değildi aslında, sadece problemleri Polyanna usulü geriye itemediğim, alışık olmadığım için de bünyemin tüm bu sorunları kaldıramadığı bir süreçti. Ama bir yandan da top gibi yuvarlana yuvarlana her yere girip çıktığım, gezdiğim, eğlendiğim birçok günüm de oldu. Oğlum 1. Sınıfa başlamıştı, okul evimin tam arkasında olduğu için yürüyerek gidip alabiliyordum oğlanı. Hamileliğimin 7.5 ayında yine birgün oğlumu okuldan almaya giderken, spor ayakkabı ile ayağımı burktum. Ayak öyle bir döndü ki hem bilek kemiğimin bir parçasını kırdım hem de bağlarımı kopardım. İşin komiği ayağım hiç şişmediği ve morarmadığı için etrafımdaki herkes geçer dedi taa ki doktorum bir hafta geçmesine rağmen topalladığımı görene kadar.. Sonuçta hamileliğin en ağır dönemini koltuk değneğiyle geçirdim. Ama inanın bebeği emzirmek acıların en büyüğüydü. Bu yüzden meme veren tüm kadınları kardeşim sayıyor, onların acılarını paylaşıyorum. İlk günler yarıklar ve çatlaklar yüzünden korkar olmuştum meme saatinin gelmesinden. Hemen silikon aldım faydası olur…

Bebiş Kime Benziyor?

Herhalde bir bebek hakkında en çok konuşulan şey bebeğin kime benzediği ya da genel tabiriyle ‘hangi tarafa’ benzediğidir. Bu taraf denen şey var ya, değme fanatik FB, GS veya BJK taraftarlarına taş çıkartır. Bebeğin babaannesi anneannesine: – Bak Necla biliyor musun, ufaklık ayyynı Kamil’in küçüklüğü, yani bu kadar olur. Bir fotoğrafı var bebecikken…’ ve fotoğraflar çıkartılır, deliller baba tarafından anne tarafına sunulur. Gerçekten de bebek babaya çok benzemektedir. Ama anne tarafının da söyleyecek sözleri, sunacak delilleri vardır elbette. -Aaaa sen gel de bizim Melek’in küçüklük resimlerini gör, bakkk aynı! Babaanne: -İlahi Necla, senin kızın saçları kestane, hem gözleri de ne bileyim.. ne renk pek anlaşılmıyor. Necla’nın sinirden vücudu kımıl kımıl atmaktadır. -Melek de doğduğunda saçları saman sarısı gözleri masmaviydi, değişir o şekerim.’ Her iki taraf da iddiasında o kadar kararlıdır ki bir tarafın öbürüne galip gelmesi olanaksızdır sadece nezaketten isyan etmezler. Bu konu ailenin diğer büyüklerinin arasında da konuşulur mutlaka.…

Acı Çekme Sanatı

Eskiden başladığım bir kitabı bitirmediğim hiç olmazdı, şimdi ise elimde 7 ayrı kitap var, her biri yarım yarım bana göz kırpıyor. Sonra baktım ki başladığım romanı da yarım bırakmışım, bir ara çocuklara İngilizce ders veriyordum onu da bir kenara bırakmışım hatta spora bir dünya para vermeme rağmen bir gidiyorum bir vazgeçiyorum. Nasıl bir koç burcuyum ben!!! Sanırım 30’dan sonra yükselen burcuma geçiş yaptım, ya kovayım ya balık o da net değil. Allahım korkuyorum, daha olay olmadan en kötüsünü düşünüp sanki olmuşçasına karalar da bağlayacaksam (balık burcu misali) direk vurun beni, kendime tahammül edemem valla:) Yok! Bu yarımlar başka bir açlığın habercisi bence. Arıyorum, tam bulamadım ama bulunca mutlaka haber vereceğim. Şimdilik yarımlarımla mutlu olmaya çalışmalıyım galiba. Hem zaten insan neden kendini hep zorlar ki? Gitmiyorsa bırakmayı bileceksin, kendine bir müsaade et değil mi? Hayat o kadar zor ki. Misal benim hayatıma bir bakalım. Oğlum daha bir buçuk yaşındayken annemi kaybettim.…

Navigate