Aralık 2016

4 Posts Back Home
Showing all posts made in the month of Aralık 2016.

Ya Hepimiz Yanılıyorsak! Bir Yeni Yıl Karabasanı:)

Size de olur mu bilmiyorum. Bazen ‘Aaa ben bunu hiç böyle düşünmemiştim!’ veya ‘Bu gerçekten böyle miymiş?’ dediğiniz.. Aslında yıllarca kulağımıza üflenen ne çok yanlışı sorgulamadan esas kabul etmiş olabileceğimizi hiç düşündünüz mü? Peki ya hayatınızı şekillendiren inançlar, kişiler, olgular? Ya ıspanak demirden çok zengin bir sebze değilse? Ya meyve dedikleriniz aslında sebzeyse? Ya dünya güneşin etrafında dönmüyorsa? Ya balığın üstüne yoğurt yemek insanı zehirlemiyorsa? Çin Seddi Ay’dan görünemiyorsa veya kelebeklerin ömrü 1 gün değilse ya da balıkların hafızası birkaç saniye değilse? Evet incelerseniz ıspanaktan çok daha fazla demir içeren sebzelerin olduğunu, bazı kelebeklerin birkaç aya varan ömürlerinin olduğunu veya dünyanın güneşin değil güneş sisteminin etrafında döndüğünü göreceksiniz. 80 kuşağının büyürken çokça duyduğu ‘Büyükler konuşurken küçükler susar’, ‘Su küçüğün söz büyüğün’ sözlerine ne oldu dersiniz? Şu anda çocuklara ne olursa olsun haklarını savunmalarını öğretmeye çalışırken bu sözleri basa basa söyleyen var mıdır hala? Bu cümleler şu anda sanıyorum, ‘Biri seninle…

Kendime Mektup

Birine derdini anlatamıyorsan mektup yaz derim her zaman. O seni bölmeden, sen hiç beklemediğin bir soruyla karşılaşıp afallamadan, düzgünce ve rahat rahat içini anlatabilirsin böylece. Bunun bir de içine iç dökme tarzı var ki bunu ben kendime yıllar önce yapmışım, kendime mektup yazmışım. İşin güzel tarafı düşünüp içinden çıkamadığım ne varsa çözmüşüm ve tam da yapmam gerektiği gibi, olması gerektiği gibi. Bu da içine düştüğümüz karmaşalarda en büyük yardımcımızın aslında iç sesimiz olduğunu gösteriyor. Kendinizi dinleyin arkadaşlar. Hani sınav sorularında çoğunlukta cevap aklınıza ilk gelendir derler ya, tıpkı bunun gibi. Aklına ilk düşene bak, iç sesini dinle, o sana yol gösterecektir. Sevgilerimle. 20.09.2010 Motive olamıyorum. Neye mi? Hiçbir şeye desem…  Ne yapmak istediğini bilmemek var ya, en kötüsü bu işte. Herhalde yıllarca çalışıp arada da anne olan benim gibi hanımların sık sık yaşadığı bir sendromdur diye düşünüyorum. Bak bak tıkandım, yazmaya bile motive olamıyorum. Evet biraz moladan sonra yazma isteği…

Babalara Ne Demeli?

Erkeklerin kadınlarla mücadeleleri daha mini minnacıkken başlar. Kayra’ya kapris yapıp istediğini yaptırmayı başaran kız arkadaşları ile ilgili oğluma ‘Sakin ol ve kabullen bu durumu, hayatın kadınların değişen durumlarını anlamak ve tolere etmeye çalışmakla geçecek nasılsa’ dedim. Bir erkeğin hayatına bir kadın girdi mi her ay adet öncesi ve sonrasını içeren depresif ruh hallerini idare etmek zorundadır mesela. İşin komiği karısı hamile kalan bir erkek ‘oh bu sendromdan kurtuldum’ diye düşünürken tam tersi 9 ay hiç durmadan sürecek dalgalı bir psikolojiyle uğraşmak zorunda kalır. Ceza yazan trafik polisine hüngür şakır ağlayan hamile kuzenimiz dün gibi aklımda. Polis Memuru: Hanımefendi, yanlış yerden döndünüz, ehliyetiniz lütfen. Hamile Kuzen: Yanlış yapan hep ben oluyorum nedenseee, hüüüü! gibi bir diyalog yaşanırken zavallı polis memurunun durumunu düşünebiliyor musunuz? Şimdi bu duygusal iniş çıkışların 9 ay boyunca ne tip diyaloglara ve vakalara sebep olduğunu hayal edelim. Zaten hep ben haksızım di mi!!! ÇILHAM ve ZAVAD’ın bebekleri olacağını öğrendikleri gün…

“Zıkkımın Kökünü İç!” mi dedi?

Sigaraya lise sonda arkadaş gazisi olarak başladım. O gün bugündür bir şekil hayatımda illet şey. O yıllarda kimsenin yanında içmekten hoşlanmazdık, gençtik ve bir şekil ayıp sayılıyordu. Tüm kapalı mekanlarda sigara içimi serbest olmasına karşın biz pek dışarılarda içmezdik, hele hele de sokaklarda asla. İki hamileliğimde de bıraktım zoraki arkadaşımı ama yeniden ve yine buluştuk onunla. Bir gün ayrılacağız, umarım sağlık gitmeden keyifle veda ederiz birbirimize. Bu zaman zarfında bir sürü kişi bana sigarayı bırakmam konusunda telkinde bulundu. Tüm sigara içenler gibi ben de bu sözleri hiç dinlemedim hatta ısrarcı olanlara da sinirlendim. Bu o illetin zararını bilmediğimden değildi elbette, sadece bu benim kararımdı ve beni kendi halimde bırakmalarını istiyordum. Evimizde ben hariç kimse içmezdi eski yıllarda, ne annem ne abim ne de babam. Evde içtiğim için her yer gaz odası gibi kokardı. Bir kere bile şikayet etmedi sigaradan nefret eden ailem, sadece bana üzüldüler o kadar. Şimdi ben kendi…

Navigate