Kardeşliğe Dair…

453a0588xx
İnsanın hayatında en büyük hazinelerinden biridir kardeş sahibi olması. Bazıları 10 tane kardeşin olacağına bir tane dostun olsun yeter diyebilirler ama yok yahu öyle demeyin. Canınızın bir parçasıdır kardeşiniz, kimse çekmez nazınızı onun çektiği kadar, kimse bilmez çocukken yaşadıklarınızı, birbiriniz için masumca yaptıklarınızı, döktüğünüz gözyaşlarını, kimse bilmez onun sizi nasıl teselli ettiğini. Sadece siz bilirsiniz ve bazen masumiyetinize dair unuttuğunuz tüm anılar, bakışlarınız bir anlık buluştuğunda içinize düşer ve hatırlatır o saf sevgiyi.
Benim bir ağabeyim var. Herkese nasip olmayan şahane bir çocukluğumuz oldu onunla. Sakin görüntüsü ardında çok muzip, komik ve eğlenceli bir karakteri vardı onun. Ve bir o kadar da korumacı.. Bazen bu tarafı can sıkıcı da olurdu ama yine de hakkını yiyemem, bir gün bile kıskanmamıştır beni, neticede ben doğduğumda henüz 3.5 yaşındaymış.
Birlikte yaptığımız yaramazlıkların sonucunda azarı işiten hep ben olsam da hiç vazgeçmedik kudurmaktan ve annemin önünde beni korumak için siper oluşunu da hiç unutmadım. Ranzalı yataklarda yatarken, ben üst kattan sakızımı aşağı uzatırdım da o da yakalamaya çalışırdı, sesim anneme gitmesin diye yorganı ağzıma tıkardım ama nafile annem karanlıklar içinde çıkıverirdi karşımıza. İşte böyle eğlenceli bir çocukluktu bizimkisi.
Şimdi iki çocuğum var aynı ağabeyimle benim gibi bir abi ve bir kız kardeş. Aynı şekilde kuduruyorlar, bazen birbirlerine kızıyorlar ama deli gibi de siper oluyorlar birbirlerine. O minicik ufaklık, ‘beni geçmeden ağabeyime bir şey yapamazsınn’ diye atıyor kendini ortalığa, diğeri yediği kekin hesabını tutuyor kardeşine de kalsın diye..
Çocukların yapısı, karakterleri elbette çok önemli ama bence burada ailenin duruşu, çocuklarına ve eşler olarak birbirlerine nasıl davrandıkları çok daha önemli. Sevgiyle harmanlanan bir yuvada birbirinden nefret eden veya kuyusunu kazmaya çalışan çocuklar çıkar mı ki.. sanmıyorum.
Ne zaman sorunlu kardeşler görsem dönüp anne ve babaya bakıyorum, şayet ebeveynler birbirlerini seviyor ve sayıyorsa, aile içinde anne ve baba figürlerinin doğru bir tanımlaması yerleşmişse ve çocukları ‘bak abine nasıl da başarılı veya bak kardeşine küçücük ama nasıl da akıllı davranıyor’ gibi atıflarda bulunmuyor ve hırsa dönüşecek sözler söylemiyorlarsa çocuklarına, en azından temeli sağlam atılmıştır bu kardeşliğin.
kardesxx
Tabii öyle kolay değil bunların hepsini başarmak, ben de kendime baktığımda çocuklara bu tip sözler zaman zaman çıkıyor ağzımdan. Şimdi Tanem küçük henüz birbirleriyle kıyaslayacak çok büyük şeyler yok, ne olursa olsun o daha küçük olmanın kontenjanını kullanıyor, gerçi büyük için bu da bu dönemin sorunu. Tanem yapınca o küçük, ben yapınca hemen kızıyorsunuz nidaları Kayra’dan sık sık yükseliyor evimizin çatısı altında. Ama çocuklar büyüdükçe bu küçük sorunlar daha da büyüyecek. Örneğin Kayra hep çok çok zeki, çok başarılı bir çocuk oldu, e haliyle küçükten de benzer bir başarıyı bekliyorsun ama bu beklentiyi doğru yönetmezseniz o kadar derin yaralar açarsınız ki o küçük bedende, ömür geçse iyileştiremezsiniz o yarayı. Belki onda böyle bir zeka veya başarı göremeyeceksiniz ama belki de o çok daha farklı alanlarda gösterecek yeteneklerini veya hiç olmayacak bir yeteneği ama sadece gülüşünün ışıltısı ile etrafına onlarca insanı doldurabilecek.. kim bilir??
Bunun tersi durumlar da söz konusu elbette. Daha küçücük ama bak nasıl düzenli, nasıl sosyal, nasıl akıllı vs demek, büyükte kardeşini kendine rakip görmek gibi bir hissiyat uyandıracaktır. Zaten kardeşin gelmesi evdeki tüm ilginin kendinden kardeşine aktarılmasına sebep olmuş, üzerine bir de beğeniyi de kaybeden çocuk dikkat çekmek için ne yapmaz ki? Öncelikle kardeşine karşı bir önyargı geliştirir şüphesiz, onun açıklarını kollar ve sevgiyi ve beğeniyi tekrar kendi üzerine yönlendirebilecek bünyesinin kaldırabildiği herşeyi yapar. Çok da doğal bir tepki aslında ama bu fikirle güdülenmiş çocukların birbirini gerçek kardeşler gibi sevmesi çok da mümkün olmasa gerek.
Ben ne yapıyorum; birini kucakladığımda mutlaka bir şekilde diğeriyle de tensel bir temasta bulunuyorum, şayet birlikte bir şey yaparlarken birinin daha büyük kabahati olursa yine de ikisine birden konuşuyorum ama ceza verilecekse sorumluluklarına göre ceza veriyorum, abin gibi sen de başarılısın diyorum ama aynı abin gibi düzensizsin demiyorum ya da bir kardeşin kadar olamadın dememeye çalışıyorum, sözle sevgimin her ikisi için de eşit olduğunu mutlaka belirtiyorum.
Bu iş gerçekten ince düşünce, sabır ve ilgi gerektiriyor, kolay gelsin hepimize:)
Sevgilerimle.

Leave A Reply

Navigate